AVRUPADA ki MÜSLÜMAN KARDEŞLERİME
Dünya ve Ahiretin, herşeyin Haliki ve sahibi olan ALLAH’a hamd Rasülüne selatüselam olsun.
DÜNYA: Ne de fani imiş ve hemde her şeyi de fani. Doğuyor ölüyörüz. Genç oluyor ihtiyarlıyoruz. Yiyoruz, açıkıyoruz, uyuyor uyanıyoruz. Gülüyor ağlıyoruz. Seviyor ayrılıyoruz. Seneler, Aylar, Haftalar, Günler Saatlar tik tak derken zaman geçiyor ömürler, bitiyor dünya. Fena buluyor dünyada ki her şey…
Yeni bir hayata geçiyor insan.
AHİRET: Hep bu sona eriş, ayrılıklar, o hayata gidiş için. Peygamberler o hayatı haber vermek, hak yoluna davet için geldi. Kitablar; O hayatın nimetlerine erdirmek için indi. ALLAH c.c. Son Peygamberi Hz. Muhammed Mustafasını ve son kitabı Kur’ani kerim ile, İslam nimetini o ahiret saadeti için tamamladı. Bizide hidayetiyle İslam nimetine mazhar kıldı. MÜSLÜMANIZ Elhamdülillah…
İşte bu nimetin şükrü olsun. Gönüller İman ile dolsun. Bizimde azıcık hizmetimiz olsun diye geldik Avrupaya (İsviçre’ye) Sizlere sevgili kardeşlerimize.
Neler gördük, Dil nasıl anlatsın, Kalem nasıl yazsın.
Büyükler: Vatan hasretiyle Anne Babasını, Küçükler: Büyükanne ve Dedelerini anıyor dilinde, arıyor üçbin kilometreden göreyim diye, Sesini duyayım diye.
Hayat bir rüya. Ruyalar sanki hakıkat, uyanınca gurbette, Doluyor gözleri yaşla, Bakıyor sarılıyoruz birbirimize büyükler hocam diye, Küçükler Dedem diye..
Hasret, Gurbet yakmış içini. İman ile, Vatanım, Dinim İslam diye diye arıyor Minaresini. Kiliselerin arasında Ellahuekber Ellahuekber diyenleri gördük.
İslamın sesinin, nurunu bu kıtaya getiren müslüman kardeşlerimizi gördük.
Yüzlerinde secde eseri olan, nurları ile küfrün karanlığını aydınlatan mü’minleri gördük.
Alın teri ile yaptıkları Camileri, Ezanları, Cemaatleri, Cumaları, Teravihleri, Selatü selamları, Bayramları, Çınlatan tekbir sedaları ile ALLAH dedikce akan gözyaşları gördük.
Bulgar, Yugoslav, İtalya, İsviçre, Fransa, Belçika, Hollanda, Almanya yı gördük. Bir kere daha gördük. Daha neler gördük. Haram sarhoşu şaşkınları,
Hayasızlıktan sefih taşkınları, Küfrün zülmetinden zift parçası gibi katranlaşmış cehennem namzetleri gördük.
Her türlü dünya nimetleri içinde olduğu halde, Ne yemesinde, ne giymesinde, ne de zevklerinde tatmin olmayan insan tipleri gördük.
Para içinde iflas etmiş, ucuz olsun diye 7000 (yedi bin) derece ateşte ölüsünü yaktıran maddeci materyalistleri. Ve yanan cesetler gördük.
Balkon ve pencerelerinde renga renk çicekleri, temiz caddelere kıvrım kıvrım pisleyen köpekleri gördük.
Soyunup sokaklarda çırıl çıplak gezen leşleri, tatmin olmayan nefisleri, köpeklerle yaşayan keleşleri gördük.
Babada bir köpek, Ana da bir köpek, kızında iki köpek, köpek olmuş insanlığından kopmuş zavallı materyalistleri gördük.
Velhasıl her şeyin suküt edip, İSLAM’dan başka insanı kurtaracak din olmadığını gördük. Bir kere daha gördük.
Daha neler gördük: Para için dinini bir tarafa atanları, canını Cehenneme satanları gördük.
Kimi evlenmiş Hırıstiyanla: Nasara onu müslüman sanmış. Meğer evlendiği kendinden daha dininden habersiz, dinsiz olduğunu görmüş. Ve bizde gördük.
Gurbet hasretiyle kazandığına sahip olarak vatanında değerlendiren akıllıları, İçkı kumar israfla bulduğunu harcayan görmedik akılsızları gördük.
Doğduğu vatanın, yediği ekmeğin düşmanı satılmış vatansızları, herşeyini kaybetmiş müflis imansızları gördük.
DİN (Şeriat) bir, gaye birlik ve hizmet (ehlisünnet vel Cemaat) Rabbimiz Kur’anda =Velâ Teferraku= derken denilene ters giden, Müslümanları fırka fırka edenleri ve olanları gördük.
Uyan ey kardeş, Ey müslüman! Niye geldin bu diyara? Dili yaban dini yalan kültüründe yanan masum yavrular gördük.
Hiç insaf iz’an yokmu sende.! Acımıyormusun şu bakan yavruna, gelecek nesillerine Cehennem biletini peşin alanları gördük.
Saygılı isen Ecdadına, acıyorsan evladına, sarıl mescidine, dön vatanına ne kadar geçikirsen zararın o kadar çok olacağını gördük.
Aldatıyorsa seni aldananlar. Dışı cikolata, içi kurtlanmış leş. Son pişmanlığın fayda vermeyeceğini gördük ve söylemeye geldik.
Bana bir daha sormayın başka bir şey bilmem, Söylediklerimin tesiri ne oldu onu da bilmem.
Biz ağlatmaya veya güldürmeye değil; Yüce Dinimizden öğretip hatırlatmaya gelmiştik. Amma ne yapalım; Bazen ağladık bazen güldük, derdimiz ve sevincimizde bir ve beraber oldu.
Rabbimiz Kur’ani keriminde “Müminler kardeştir” buyurdu. Misafir perverliğiniz ve candan ilgilerinizle Elhamdülillah ey kardeşlerimiz sizden gördük, Mevla gördü, meleklerde şahit oldu.
Biz ne hizmet yaptık, ne verebildik? bilemiyorum. Eğer faideli olabilmiş isek Rabbimize hamd eder. Kiymetli vakitlerinizi onu rizasına uygun değerlendiremedikse, kendisinden bizleri iyi niyetlerimize bağışlamasını niyaz ederim.
Sizleri de iki aydır dinlediğiniz, Mübarek Mukaddes Kur’anımızın hükümleri, Sevgili Peygamberimizin sünnetleri ile amel ederek yaşamanızı görmek duymak ister ve dilerim… Amin.
Gördüğümüz unutulmaz alâkalarınıza karşılık ne diyelim, ne verelim. Zaten insan aciız ne verir, İstediğini istediğine, istediği kadar vermeğe ve her şeye Kaadir olan ALLAH’a havale eder, ALLAH sizlerden razı olsun derim.
Sevgili kardeşlerim, Sizlerden ayrılırken daha ne diyelim. Eğer dünya da ayrılmayıp kalan olsa idi, bizimde söyleyip isteyeceğimiz vardı. Fakat: Kalan ve ayrılmayan olmadığına göre, Diyoruz ki: Yarabbi;… Dünyada bizi buluşturdun, tanıştırdın, seviştirdin, ayırdın. Ahirette Cennet ve Cemalinde de buluştur da bir daha ebediyyen ayırma Yarabbi. AMİN…
Hepinizi en derin sevgilerimle selamlar, biz vazifemizi yapmaya çalıştık, Sizler hakkınızı helal edin der. İmanlarınıza kuvvet, Bedenlerinize sihhat, Amellerinize ihlas. Hepinize hayırlı helal kazançlar dilerim.
ALLAh’ın Selâmı, Rahmeti, Bereketi, Himayesi daima üzerinize olsun. Kiymetli Kardeşlerim. ELVEDA… Halid Başar Kardeşiniz. Dua bekler.
ESSELAMÜ ALEYKÜM.
Not: 15.07. 1984 tarihinde yapılan veda konuşmasıdır. Muhterem Hocam 1991 senesinde Vefat etmiştir. Hem onu Ruhu için, hemde Teşkilatımızın kurucusu Aslan hocamızın ruhu için birer Fatiha okuyalım. El Fatiha…